27 Ocak 2008 Pazar

siyah zemin üzerinde br takım hareketler,
birisi nefes alıyor besbelli
sadece nefes değil müzik dinliyor da
sadece kendi duyuyor
umutsuz bir çift göz
kırışıksız dudak kenarları ile genç
belli
mutsuz,
sorunlardan bıkmkış cama doğru içinden şarkı söylüyor
birisi geliyor geçiyor
göremiyor kendini arada
bir camın arkasındaki diğer camda da var ondan bir tane
pürüzlü yüzü
yandaki uyuklayan kadınınki kadar güzel değil
gözünde gözlük etrafa bile bakmıyor
arada bir telefonu açıyor
arayan yok!
birşeyler yazıyor
"hakettin sen bunu hakettin"
salak salak salak
yazmıyor düşünüyor
başka şeyler yazıyor
durmuyor hiçbir şarkının sonuna kadar
bekleyemiyor
sabırsız
ve yine o camda arkada sarılmış sevgliler görüyor
acı acı gülüyor
içinde acı tortular
korkak duygular
kendine güvenmeyen bir kız
çirkin bir surat
bitmeyen bir konçerto
ve bu benim

Başkası(n)

Kara mı diyorlar sana
Öylesin
Kızsan ,küssen faydası yok
Hakkın yok sen küsemezsin
Başkası ne derse ‘o’sun
Aynaya bak o gördüğün “ben”
Anlamsız ,boş
Başkasın sen görmediğin bir başka
Şikayetinden dağlar inler de yine sesi sen dinlersin
En başından kokmuştu o balıklar
Sana biri balık dedi artık balıksın
Yoksa alık mı ?
Bak yine birileri bir şey söylüyor
Alınıyor ağlıyorsun
Hayatının kumandası sende mi ey beşer!
Diye sorar mı kendine o kumandasız
Başkasın işte ,
Öyle sanıyorsun
Gülüşüne bak ..ne de hoş
Başkası(n) sen başka
Ne emsalin var dünyada
Ne bir kumandan elinde

bilumum yalın yalnızlık

sevmekti bu
sana haykırdığım
duymamak için direndiğin
sözcüklerin yanyana kalışı
içimde
yeni bir fırtına
eski bir rüzgar olup da
düşürüşün beni yere
kana boyaman her yeri
kalbimi
yüzümü
ellerimi
bırakıp gitmen
beni
sevdiğim için yargılamandı korktuğum
çekindiğim kelimerdi
yüzüne söyleyemediğim
ama yazdığım her fırsatta
yarım kalan kağıtlar
ucu kırılan kalemler
akan mürekkepler
sönen ışıklar
hep sana ulaşılası yollara saplandım
yanıldım

.,.

Hayattan kopuyor bu beden
Yavaş yavaş
Dağılıyor pare pare
Hayallerim, umutlarım
Dibe vuruyorum yavaş yavaş
Kendi kulaklarımdan duyuyorum sesini
Başka birinin gözlerinden
O sevdiğim insanların sesi
Yankılanıyor birden
Özlediğim bir uzak hayal
Dibe vuruyor benimle beraber
Yalnız gözlerim mi gören
Yalnız benim sesimi mi duyuyor şu kulaklarım
Arkaları iyice yağlı terden

Ufka Dalarak

Bazen bir sanat eserinin mimarı
Bazen tadı damağımızda kalan mantı ustası
Ne kadar masum görünür oysa
Kimi zaman öldüren ellerimiz

Birlik ölçüsü…
Eylemlerde havaya kaldırılan, kimi zaman alkışlayan
Yazan,okuyan, tutunan kurtaran
Ellerimiz
Gözyaşlarını silen,
Bazen bir toprağı kazan, fidanlar diken
Tokat atan, para çalan
Ellerimiz
Yârin sana açılan penceresi
Yaşayan, yaşatan
Öldüren eller
Yüze kapatılan eller utançtan
Kadeh kaldıran eller sevinçten
Alkışlayan eller
Hayata tutunan
Eller
Kimi kirli kimi temiz
Kimi yaşlı kimi genç
İmza atan, yuva kuran
Soğan soyup, yemek yapan
Ellerimiz
Tanrı’ya açılan kapımız
Kendini öldüren, başkasını gömen
Ellerimiz
Yine suçsuz
Yine temiz
Fakirlikten soğuk
Yalnızlıktan hüzünlü
Buruş buruş, pamuk ellerimiz
Berhudar olalım hepimiz
Ellerimiz, bizi el yapan ellerimiz

25 Ocak 2008 Cuma

Sevgili Sevgi

Sevgi,artık sokaklarda ,
adı anılmayan
tek gerçek
tek soyut
tek değersiz
his
bir bebeğin kundağında
bir çiçek bahçesindeki bahçıvanın ellerinde
ışıl ışıl gözlerde,
alkışlarda,
yağmur damlalarının temizlediği tozlu yollarda,
bir beslenme çantasında,
bir kedinin patisinde,
sadece yürekte değil
notalarda,
ritmde dansta,
artık sokaklarda değil
eski sobalarda kurutulan portakal kabuklarında
zillerde
piknik sepetlerinde
çimlerde sevgi
herşeye
insana,hayvana,bitkiye,
hayata sevgi
sevgili sevgiye
sevgi

Yargı

Hiç şüphesiz 4 yıl boyunca yine hep birlikte zaman geçirdiğim hatta aynı ortamda aynı havayı soluduğumdan başka bir geleceği olmayacağını bildiğim insanlardan öylesine uzak ve yaşadığım bu sınıfta bulunduğu pek farkedilmeyen birisiydim önemsiz içi bilinmek, bilinmek istenmeyen ve muhakkak aptal sanılan

19 Ocak 2008 Cumartesi

koyunlar ne güzel kıvırcık kıvırcık
güzelliğine dayanamayıp da sarılmak isterim hep
bir yöne gider hepsi
sanki yokmuş gibi bir dilleri
güneşe aya giderler
ya da otlara büyümek için
büyüseler ne olur
mukadderatları belli
bizim gibi
koyun muyuz biz
koyun muyum ben
katılıyorum sana gülerek
ya da güle güle katılıyorum
ben gitmem seninle
uçuruma
uçurumlar var aramızda
koyun muyum ben
beynim beynimin içinde zihnim aklım düşüncelerim ve ben koskoca bir ben
ben koyun değilim
gerçekleri görüyorum ben
yalnızlığa mahkum edeceksen beni
asıl koyun sensin
körü körüne yalnız bırakırsan beni
kessem ne olur kendimi
susmasa sesim bir kere bile
kulaklarını tıka dinleme

Yazılarım