31 Ağustos 2007 Cuma

....

gölge kaçarak geldiğimi hatırlarmısın sana
nefes nefese kıpkırmızı
elimi tutmuştun ilk ya ben hatırlamıyorum
bir de öpmüştün hala yıkamadım ellerimi
ne güzel hatıralar
hatırlamak istemediğin zamanlara denk gelmezse
senin beni hatırlamadığını bildiğim gecelere bir ışık
yorgunluğumun altına yastık
kalbime çilingir

26 Ağustos 2007 Pazar

görmek istemediğim gerçek

onca yalan içinde
tek bir gerçek vardı
ve kendime söylemediğim tek gerçek
bir gece ansızın
gözlerime sel bastıran
bu kuraklığı bitirecek kadar olmasa da
damlayan şıp şıp
yaşları çağlatan
çivisi çıkmış hayatıma lazım olan çekiç
canımı acıtacak olsa da
yaşama sebebim malum
hep kaçtığım yer bu gerçek
vardığım yer de o gerçek
her seferinde yine kendime yenildiğim
her vuruşta çekiçi çiviye
sel basar gözlerime
aynı gerçeğe varırım yine
aynı gerçek sebebiyle

25 Ağustos 2007 Cumartesi

22 Ağustos 2007 Çarşamba

...

boşuna
çabam
kimsenin görmeyeceği kadar ıssız bir yer benim hayatım
farkedilmeyecek
önemsenmeyecek
boşuna
seveceğim hep ve sadece yazacağım bunları böyle yerlere
hadi gidin
beni terketmek bedava
ağlatırsanız üstüne para veriyorlar
zor değil önce sevin yalandan
ve sonra terkedin
hadi durmayın yapın
sonunda benim kaybedeceğim bir oyun oynayalım
rus ruleti olsun
içini kurşun doldurun
sonra da beni öldürün
hayattan koptum zaten
lambaaltına gömün beni
mutsuz değilim ben
boşuna
çabalarım
arkadaşlarım olacaktı ya
olmayacak hepsi oyun
hepsi yalan
tek gerçek var onca yalan içinde
o da hayatım yalan

21 Ağustos 2007 Salı

..

her seferinde sonum belirledim
sen diye birisi vardı
ve hep başlangıçtaydım
sondan başa
baştan sona
her seferinde
dolandım durdum
sen sondun
ama senden sonrası yeni bir başlangıç olacaktı
hep olduğu gibi
son sen yeni bir başlangıcın habercisi

19 Ağustos 2007 Pazar

.

uzak istekler
uzak hayaller
uzak sevinçler
kapımı zorluyor
yine yağmur yağarken şemsiyemi paylaşacağım "sen" değilsin
buram buram kokunu aramam tesadüf değildi
insanların arasına karışıp
sırf kokun için
yazdığım şiirler boşa değil
yazmak için dolmalı acı ile
sevda ile
hasret ile
şimdi sığdıramıyorum onca kelimeyi yere göğe

18 Ağustos 2007 Cumartesi

adsız

bir hayal olmalıydı hayatımız
üzüntüler bu kadar uzun sürmezdi
denizden bir damla su alıp denizi bitiremezdik
güneşi çalamazdık gökten
avuçlarımıza konan bir lokma ekmek gibi açtık
kardeşliğe
kapılar kapanırdı ardına kadar
arkamızdan
konuşurduk ama duyulmazdık
bir zavallılar hep yalnızdık
soru sorulmayan biz
cevap veren biz
susamayan biz
aç biz
hasret dolu yüreğimize sakladık sevdamızı
kapattık kapılarımızı aç kaldık
susuz kaldık
sustuk

16 Ağustos 2007 Perşembe

depresyondayım

kimseye kızamadım
kimseye küsemedim
sonunda kendime küstüm
sonunda hayata
göksel

15 Ağustos 2007 Çarşamba

misafir

herkesi süslü kağıtlara yazdık
hep çok seven biz olduk
hatırlayan
kirli kağıtlara yazılıp paçavra edildik ya
çöp olduk ya ezildik ya yerlerde
halbuki o süslü kağıtları bizdik hakeden
bir hatırlanma sevilme ümidiyle süründürüldük
sevgisiz insanlardan dilendiğimiz iki kelime için
çok yanlış yerdeydik
ve yerdeydik

11 Ağustos 2007 Cumartesi

sonda

o kadar sondayım ki artık
dönüşüm de yok bitişim de
kara oturmuş gemi gibi
bitkisel hayattaki bir insan gibi
kurutulmuş çiçek gibi
nereye varacağım ?
bu yolun sonu uçurum olmamalı
seçimimi kendim yapmalı
mutluluğumu tırnaklarımla kazarak
bulmalıyım
muhtaç olmadan
ağlamadan
mutlu olmalıyım
ve o sonda hep üç elma düşmeli gökten

2 Ağustos 2007 Perşembe

bugün

seninle birlikte kaybolanları arıyorum başka şeylerde

beni unutma

Bir uçurumun en ucundayım
O kadar yokum ki görmüyorlar
Kalbim susmuşlar yeri
Kuşlar korkup kaçmıyorlar

sıkıntı

sıktım dişlerimi
görmemek için gözlerini
duymamak için sözlerini
teselli ettim kendimi
kendimden geçtim

sıktım gözlerimi
aynı sahnenin tekrarlanmamasını istedim
yaşlar bile sıkılı kaldı

sıktım ellerimi
kimse tutmadı
sen de tutmayacaksın
bilirim

sıkıntılıydım
sıkıntıları da sıktım
sıktım kelimeleri dudaklarım arasında
sadece yazdım
okursun diye

1 Ağustos 2007 Çarşamba

duran zaman

duran zaman
yalnızken
ağlarken
çaresizken
durur zaman

duran yaş
ilk görüşte
ilk bakışta
dokunuşta

duran hayat
terk edilişte
çıkmaz bir sokağı mesken tutuşta
çareler çaresiz
kelimeler anlamsızken

Bekleyiş

Ne bende kalmış hal
Ne tebessüm cemalinde
Bir gülüşe hasret bekler bu gönül
Bekler bir gün gelir diye
O sevgili baharı
Ne çare yol kalmadı bana senden gayrı
Bir ışık kalmadı
Güneş bile doğmadı
Sensiz günlerime

Gülüşe hasret bekler bu gönül
Bekler hüzünler içinde
Sever, sever de ne çare
Umut kalmadı bu kalpte
Hayatın anlamıymış meğer
Çok sevdiğim o bahar
Ağlarken umutsuzca
Terk edip gitti beni yar…
elalem

bir an evvel

terketmeliyim bir an evvel

hayallerimi

özlemlerimi

bir mezar kazıp yatacak ümitsizlik var bende

hayallerimi bırakıp gitmeliyim

bir deniz kenarında

bir kuytuda

bir kasabada belki

başkasına bırakmalıyım

bir an evvel kendi tutsaklığımdan kurtulmalıyım

zincirlerimi kırmalıyım

anahtara ihtiyacım olmamalı

kaçıp gitmeliyim

estetik yaptırıp farklı bir kimlikle yaşamalıyım

kurtulmalıyım

bir an evvel

Yazılarım