20 Aralık 2007 Perşembe

Bağlılık

Ne zaman duysam korkarım bu sözden...Birine bir şeye bir kitaba bir şarkıcı bağlanmak....Ne kötü çaresiz bir hastalık....Tek çözüm geldiğin yerden geriye dönmek...Bir şeyi seveceksen de az seveceksin.Yok öyle hastayım,onsuz olamıyorum,yanıyorumlar...Değmez,değmeyecek.Kimi sevsen neyi sevsen çok sevdiğine değmeyecek.Hele cansız bir varlığı bir kitabı örneğin okudun çok sevdin aşık oldun ve o kitap senin okuma sevgini artırdı.Neye yarar ki.O tadı nerede bulacaksın bir daha.Bulamazsın.Bir insanı mı sevdin kitabın seni daha çok seveceğine garanti veririm.Kitap görevini yapar.İnsanı çok sevmek mi ,çok ve sevmek kelimelerini yan yana bile kullanmak hayli gereksizdir zira sevmek için insan bulmak zor ,sevdiğin insana güvenmek daha zor ve hayallerdeki gibi çok sevmek imkansız denecek kadar zordur.
Soyut şeylerin anlamsızlaştığı bu dünyada....
Gözümüzünde gördüğüne inanacak inancımız bile kalmamışken
Nerde sevmek nerde çok sevmek

6 Aralık 2007 Perşembe

içimde biri dans ediyor duydukça o şarkıyı
camlar kırılıyor
tango yapıyor bir çift
tüylerim diken diken

Şikayet

Sana bakıyorum,
Beni görmüyorsun..
Ama bana bakıyor gözlerin
Adım adım izliyorum
Hayatından kesitleri
Bakışıyoruz her gün
Sen görmüyorsun
Gülüyorsun bazen
Ama bana değil
Beni görüp bakmıyorsun
Bakıp görmüyorsun
Adımı biliyorsun
Ama yazmıyor hiçbir defterinde
Telaffuz da etmedin ya şimdiye kadar hiç
O kadar yokum işte....

२०/11/2007

Artık ve yine dediklerimden eminliğim konusunda kesinlikle eminim
Ne yazık şeyler...

Çağrışım Seçimi

Tanıyor gibiydim herkesi…
Kahkahalar duyuyordum ama gülmüyordu gözler…
Zor gibiydi bir cümle için kelimeler seçmek
ben oturmuyordum aslında o masada

Kadeh kaldırılmadı şerefime
Kadehler izsiz, tanımadıklarıma ait
Tanımıyordum kimseyi
İsimler vardı sadece elimde

Virta

Sonlara alışılmamıştık hiç,
Bir nokta idik biz o kümelerde
İz bırakırdık kâğıtta
Fakat önemsiz idik bir cümlenin sonuna geldiği zaman
Oysa bir nokta olmak bile önemlidir,
Bir cisimsindir, bir yerin bir boyutun vardır
Ama gören oldukça azdır
Bir nokta isen şu dünyada da sana değer veren olmayacaktır,
Sonunda noktadan daha kıymetli virgüllere değer verilir,
Cümlenin akışını değiştirdiği için
Nereye koyduğuna dikkat edersin
Cümle sonunda değildir daima görürler ve önemserler

20 Kasım 2007 Salı

oysa büyüktü hayaller
gerçek olacakları günü bekliyorlardı
birlikte bekliyorduk
ilişiksiz yaşayamadım hiç ki
elim kolum sana bağlı
sade bir yağmur ıslatır gözlerimi
artık ben evimi istiyorum
aynı manzara yok camlarında
sen yoksun mutlusun bensiz
ben varım mutsuzum da
sen hiç olmadı şu kırık hayatımda
aynı manzarayı özlüyorum
ağaçları çiçekleri
iyi ile iyi oldum
güldüm mutlu oldum
sarhoş oldum ayyaş dediler
kötü oldum
gittiler
sizler
kulaklarıma tıkıyorum size doğru
gözlerim sürekli sulu
silecek mendilim bile olamadınız ya
ona yanıyorum ben şimdi

29 Ekim 2007 Pazartesi

28 ekim 2007 izlenimleri

bu günden çıkardığım sonuç:yalnız hiçbir şeyin tadı yok

27 ekim izlenimleri

*o gün keman dersime koşarak gittim
*çıkışta trend showa gittim,oldukça kalabalıktı
*gözleri umutlu bakan bir kadın fotoğrafı vardı oradaki sergide
*ceza konseri iledim
*bilekliğini ablama devredip eve döndüm
*otobüs kalkarken adeta bir rıhtım gibiydi durak...sevdiğine el sallayanlarla dolu ve düşündüm yine acaba benim de olacak sevdiğim el sallayacak mı bana öyle diye

24 Ekim 2007 Çarşamba

24 Ekim 2007

*bütün gün uyudum
*arada gözüme siyah noktalar takılıyor
*seni çok özlüyorum
*fotoğraflarını buldum seni unutamıyorum
*dikkatini çekemedim henüz
*sana yeni bir şiir yazıcam..ama okuyamayacaksın
*başım çok ağrıdı seni çok düşündüm
*sevsem olmaz sevmemek de zor
*beni sevdiğini gösterdiğini sandığım belirtilerin hiçbirinin sandığım gibi olmadığını düşündüğümde seni sevmemin seni benden uzaklaştırmaktan başka işe yaramayacağını düşündüm, beni sevmediğini sevmeyeceğini de
ikimizi yanyana düşündüm
ağlamak geldi içimden
*şimdiye kadar sevebileceğim kimseyi sevemediğimi farkettim
*çirkinliğimi farkettim
*çaresizliğimi

19 Ekim 2007 Cuma

19 Ekim 2007 İzlenimleri

-Sabah vapurda giderken bulmaca çözen sevgililer
-Bir önceki gün bir kadının takılıp sendelediği boru ucu
-Her sabah otobüste karşılaştığım çift
-Deniz'in umutsuzluğu
-Bana güzel olduğumu söylemek isteyip sonradan vazgeçen birtakım gözler
-Aldım başımı gidiyorum
-İzlenimlerimi yazma fikri
-Neden sevgilim olmadığını anlamama yardımcı olacak ipuçları
-Çözemediğim soruların yarattığı umutsuzluk
-Kahkahaların tadı
-Yarın gideceğim oyunun sevinci
-Sevilmemenin acı tadı
-Geri çekilme isteklerim
-Boşa kürek çekişim-i anlamam
-İleri adımların geri gelişi

Yaşıyormuşum

Ayaklarımın bıraktığı iz kadar
Beni düşündüğün kadar
Sandığım sanıldığım
Sanık diye yargılandığım
Hapis diye yaşadığım şu hayatta
Beni düşünmediğin her saniye ölüyordum
Yaklaştıkça gülüyordu hayat
Uzaklaşıyordum oysa
Yaşamak mıydı?
Ağlayarak
Yalvararak
Hançeri sokup sokup çıkartarak yaşamışım
Taş basıp bağrıma
Yaşamışım
Hikâyeden
Yalandan
Yaşamışım
Ölmüşüm

10 Ekim 2007 Çarşamba

.................................................................

dünyamın diğer ucuydun sen
dünyanın diğen ucuydum ben
mesafeler öylesine çoktu ki
biliyordum 0'ın altındaki değerimi
biliyordum sessizliğinde fısıldadıklarını
duydum
ağlanası bir gerçekle yüzyüze
kaldım
hep sensiz
o sessizlikte
sade bir hayata acı biber gibi katılan
nefes almamı engelleyen bir aşktı yaşadığım sensiz

7 Ekim 2007 Pazar

farkında değildin
farkımda değildin
boşunaydı çabalarım
olasılıklar
mantık içi mantık dışı hareketler
sorular cevaplanmamış
sorular cevaplanmış
hatıra sanıyordum
bir şarkı çalarken hatırlayıp video klip gibi
sıra sıra geçiyordu durmadan
her şarkıda
her vuruşta
her susta
her notada
bir bağlama sesinde bile hüznüm saklıydı
zor olanı istedim ya hep
hep zordu
hep olmadı
hep başarılamadı
bir hedef vardı
bir amaç
bir yer
bir yön
varamadık
mahkum edildik
aciz dizelere
ağladık da üstümüze sildik
sevdik şiir yazdık okuyanımız da yoktu
ağladık
görmediler
ezdiler üstüne de
güldük
susturulduk
küstük
damga yedik
içimizden konuşmaktı çaremiz
gözlerimi kapatıp gülmekti
susmaktı
sustuk
.........

2 Ekim 2007 Salı

bir gün gideceğim şu an bulunduğum yerden
başka hayatlara
başka hayallere
hatırlayan olacak mı ismimi
cismimi
gözlerimin rengini
kurduğum bir cümleye
unutulup gideceğim denize atılan küller gibi
bir sigara dumanı gibi havaya karışarak
homojen olacağım
hiç daha önce sevilmeden
ölüme yaklaşacağım
yalnız başıma savaşacağım
bir gün
elbet
gelecek
o gün
yakın
çok yakın
gideceğim
arkamdan su döken bile olmayacak!!!!

30 Eylül 2007 Pazar

ta ki ben

ne zaman
büyüyeceksin ha sen
bir sevda peşinde koşmaktan yorulup da köşene çekileceksin
cevap veremeyecek kadar zayıf
savaşamayacak kadar güçsüzsün
görüyor musun
halini
o aynadaki değil
hayattaki
yürümüyor hayallerle peynir gemisi
akıp duruyor sular
göz denilen kaynaktan
nereye kadar akar
ne zaman kurur dersin
yine bir suskun cevap veriyorsun
korkaksın
adi
ve en azılı katillerden de tehlikeli
nereye gittiğini bilmeyen bir araba içinde
gitmektesin biryerlere
kimsin
nesin
farkında değilsin
aşk mış
meşk miş
erkek miş
sevgi ymiş
ilgi ymiş
boş boşsun
konuştukça batıyorsun
iradene sahip olamıyorsun
salağın tekisin
bir hayal peşindesin
sıkışınca ağlarsın
ağlayınca yazarsın
havalara çıkarsın
hiç bir işe yaramazsın işte
aptal aptal aptal

23 Eylül 2007 Pazar

cisim

ayrıntısın
sadelikte
gereksizsin
aynada
yoksun
rehberde
adın konulmaz
insanoğluna
hayalet desem olamazsın
seviyorsun
hissediyorsun
insan desem değilsin
görülmüyor
duyulmuyorsun
bir sesin var ama
duyanın yok
bir isim
ama insan ismi değil
bir çöpsün yerde çiğnenip geçilen
maydanoz gibisin
her laftasın
ama maydanoz yerine konulmuyorsun
bir cisimsin
sen çıkaran
hisseden ama
yaşamayan

21 Eylül 2007 Cuma

son yaz

yeni bir mevsim

yeni bir mevsim açtım gözlerimi
kıştan daha sert
yazdan daha bunaltıcı
yeni bir hayat
yeni bir dünya
yinelenen bir kabus gibi
senin olmadığın ve yüzümü gülmürmeyen mevsim
çok zor ve çetin
bu yeni mevsim

kayıp dizeler

20 Eylül 2007 Perşembe

.....

Uzaktan bakmaktı bana kalan, görebildiğim
Hakkım olan
Ve belki de yaşamam gereken
Hasret
Özlem
Yoksunluk o sevgiden
Yetinmek elindeki ile
Koşmak ardından
Boğazındaki yanmayı hissetmek
Nefes nefese hızlı kalp atışları ile koşmak
koşmak bir ömür boyu bir sevgi peşinde
ve oyunu kaybettiğini anlamak
zaman çoktan geçtiğinde...

18 Eylül 2007 Salı

aranan

telefonum hiç çalmayacaktı
çalsa da
arayan sen olmayacaktın
aranan olurdun ancak sen

13 Eylül 2007 Perşembe

biliyordum

biliyordum sonumu
Biliyordum o sorunun cevabını o yüz ifadesini
o tepkiyi o etkiyi
biliyordum kafamdaki cevapsız soruları ama cevaplarını değil
biliyordum mesafeleri katedilemez
biliyordum düşsem kaldıralamayacak
kaldırsam da kaldırmama değmeyecek bir hayattı benimkisi
biliyordum yerim yoktu sende
aklından bile geçmiyordu bu isimde birinin yaşıyor olduğu
biliyordum o güzel ellere dokunamayacatım
biliyordum o ses "seni seviyorum" demeyecekti bana
biliyordum o koku olmayacaktı yanımda
biliyordum hatalıydım
biliyordum uzaktın
biliyordum biliyordum da
yine de seviyordum seni ...

7 Eylül 2007 Cuma

göstermelisin ellerinin maharetini

yapabileceklerini

yapmak için değil

kazanmak için göstemelisin

31 Ağustos 2007 Cuma

....

gölge kaçarak geldiğimi hatırlarmısın sana
nefes nefese kıpkırmızı
elimi tutmuştun ilk ya ben hatırlamıyorum
bir de öpmüştün hala yıkamadım ellerimi
ne güzel hatıralar
hatırlamak istemediğin zamanlara denk gelmezse
senin beni hatırlamadığını bildiğim gecelere bir ışık
yorgunluğumun altına yastık
kalbime çilingir

26 Ağustos 2007 Pazar

görmek istemediğim gerçek

onca yalan içinde
tek bir gerçek vardı
ve kendime söylemediğim tek gerçek
bir gece ansızın
gözlerime sel bastıran
bu kuraklığı bitirecek kadar olmasa da
damlayan şıp şıp
yaşları çağlatan
çivisi çıkmış hayatıma lazım olan çekiç
canımı acıtacak olsa da
yaşama sebebim malum
hep kaçtığım yer bu gerçek
vardığım yer de o gerçek
her seferinde yine kendime yenildiğim
her vuruşta çekiçi çiviye
sel basar gözlerime
aynı gerçeğe varırım yine
aynı gerçek sebebiyle

25 Ağustos 2007 Cumartesi

22 Ağustos 2007 Çarşamba

...

boşuna
çabam
kimsenin görmeyeceği kadar ıssız bir yer benim hayatım
farkedilmeyecek
önemsenmeyecek
boşuna
seveceğim hep ve sadece yazacağım bunları böyle yerlere
hadi gidin
beni terketmek bedava
ağlatırsanız üstüne para veriyorlar
zor değil önce sevin yalandan
ve sonra terkedin
hadi durmayın yapın
sonunda benim kaybedeceğim bir oyun oynayalım
rus ruleti olsun
içini kurşun doldurun
sonra da beni öldürün
hayattan koptum zaten
lambaaltına gömün beni
mutsuz değilim ben
boşuna
çabalarım
arkadaşlarım olacaktı ya
olmayacak hepsi oyun
hepsi yalan
tek gerçek var onca yalan içinde
o da hayatım yalan

21 Ağustos 2007 Salı

..

her seferinde sonum belirledim
sen diye birisi vardı
ve hep başlangıçtaydım
sondan başa
baştan sona
her seferinde
dolandım durdum
sen sondun
ama senden sonrası yeni bir başlangıç olacaktı
hep olduğu gibi
son sen yeni bir başlangıcın habercisi

19 Ağustos 2007 Pazar

.

uzak istekler
uzak hayaller
uzak sevinçler
kapımı zorluyor
yine yağmur yağarken şemsiyemi paylaşacağım "sen" değilsin
buram buram kokunu aramam tesadüf değildi
insanların arasına karışıp
sırf kokun için
yazdığım şiirler boşa değil
yazmak için dolmalı acı ile
sevda ile
hasret ile
şimdi sığdıramıyorum onca kelimeyi yere göğe

18 Ağustos 2007 Cumartesi

adsız

bir hayal olmalıydı hayatımız
üzüntüler bu kadar uzun sürmezdi
denizden bir damla su alıp denizi bitiremezdik
güneşi çalamazdık gökten
avuçlarımıza konan bir lokma ekmek gibi açtık
kardeşliğe
kapılar kapanırdı ardına kadar
arkamızdan
konuşurduk ama duyulmazdık
bir zavallılar hep yalnızdık
soru sorulmayan biz
cevap veren biz
susamayan biz
aç biz
hasret dolu yüreğimize sakladık sevdamızı
kapattık kapılarımızı aç kaldık
susuz kaldık
sustuk

16 Ağustos 2007 Perşembe

depresyondayım

kimseye kızamadım
kimseye küsemedim
sonunda kendime küstüm
sonunda hayata
göksel

15 Ağustos 2007 Çarşamba

misafir

herkesi süslü kağıtlara yazdık
hep çok seven biz olduk
hatırlayan
kirli kağıtlara yazılıp paçavra edildik ya
çöp olduk ya ezildik ya yerlerde
halbuki o süslü kağıtları bizdik hakeden
bir hatırlanma sevilme ümidiyle süründürüldük
sevgisiz insanlardan dilendiğimiz iki kelime için
çok yanlış yerdeydik
ve yerdeydik

11 Ağustos 2007 Cumartesi

sonda

o kadar sondayım ki artık
dönüşüm de yok bitişim de
kara oturmuş gemi gibi
bitkisel hayattaki bir insan gibi
kurutulmuş çiçek gibi
nereye varacağım ?
bu yolun sonu uçurum olmamalı
seçimimi kendim yapmalı
mutluluğumu tırnaklarımla kazarak
bulmalıyım
muhtaç olmadan
ağlamadan
mutlu olmalıyım
ve o sonda hep üç elma düşmeli gökten

2 Ağustos 2007 Perşembe

bugün

seninle birlikte kaybolanları arıyorum başka şeylerde

beni unutma

Bir uçurumun en ucundayım
O kadar yokum ki görmüyorlar
Kalbim susmuşlar yeri
Kuşlar korkup kaçmıyorlar

sıkıntı

sıktım dişlerimi
görmemek için gözlerini
duymamak için sözlerini
teselli ettim kendimi
kendimden geçtim

sıktım gözlerimi
aynı sahnenin tekrarlanmamasını istedim
yaşlar bile sıkılı kaldı

sıktım ellerimi
kimse tutmadı
sen de tutmayacaksın
bilirim

sıkıntılıydım
sıkıntıları da sıktım
sıktım kelimeleri dudaklarım arasında
sadece yazdım
okursun diye

1 Ağustos 2007 Çarşamba

duran zaman

duran zaman
yalnızken
ağlarken
çaresizken
durur zaman

duran yaş
ilk görüşte
ilk bakışta
dokunuşta

duran hayat
terk edilişte
çıkmaz bir sokağı mesken tutuşta
çareler çaresiz
kelimeler anlamsızken

Bekleyiş

Ne bende kalmış hal
Ne tebessüm cemalinde
Bir gülüşe hasret bekler bu gönül
Bekler bir gün gelir diye
O sevgili baharı
Ne çare yol kalmadı bana senden gayrı
Bir ışık kalmadı
Güneş bile doğmadı
Sensiz günlerime

Gülüşe hasret bekler bu gönül
Bekler hüzünler içinde
Sever, sever de ne çare
Umut kalmadı bu kalpte
Hayatın anlamıymış meğer
Çok sevdiğim o bahar
Ağlarken umutsuzca
Terk edip gitti beni yar…
elalem

bir an evvel

terketmeliyim bir an evvel

hayallerimi

özlemlerimi

bir mezar kazıp yatacak ümitsizlik var bende

hayallerimi bırakıp gitmeliyim

bir deniz kenarında

bir kuytuda

bir kasabada belki

başkasına bırakmalıyım

bir an evvel kendi tutsaklığımdan kurtulmalıyım

zincirlerimi kırmalıyım

anahtara ihtiyacım olmamalı

kaçıp gitmeliyim

estetik yaptırıp farklı bir kimlikle yaşamalıyım

kurtulmalıyım

bir an evvel

31 Temmuz 2007 Salı

kırmızı gül

kırmızı gül de mi kadırdı beni ?
anlattığı duygu aşk değil miydi?
sadece bir tutku tutsaklığı mıydı?
elimizde olmayan bir tutsaklık
elimizde anahtar
kollarımızda zincir
kırmızı gül de aldattı beni
döküp yapraklarını
kadifeydi
güldü
kokusu mis
aldattı gitti

00:22

sınırlarımdan çıkıp bir mayın tarlasına girdim
çok daha özgürdüm
çok daha yalnız
kimse "dur" demedi
kimse benim kim olduğumu merak etmedi
girdiğim bu yer sadece bir mayın tarlası değildi
çok daha tehlikeli
çok daha geniş bir mezardı
bastığım her adım
kurtuluşum olacaktı belki
paramparça olacaktım
ve kurtulduğumun farkında olmayacaktım

30 Temmuz 2007 Pazartesi

yanlış adres

sevmekti bu
sana haykırdığım
duymamak için direndiğin
sözcüklerin yanyana kalışı
içimde
yeni bir fırtına
eski bir rüzgar olup da
düşürüşün beni yere
kana boyaman her yeri
kalbimi
yüzümü
ellerimi
bırakıp gitmen
beni
sevdiğim için yargılamandı korktuğum
çekindiğim kelimerdi
yüzüne söyleyemediğim
ama yazdığım her fırsatta
yarım kalan kağıtlar
ucu kırılan kalemler
akan mürekkepler
sönen ışıklar
hep sana ulaşılası yollara saplandım
yanıldım


sözleri geri alamam

akıyorsa gözyaşım kurumasın
coşup seven gönlümse durması
dost bildik anılarım çağırmasın
bir daha geri dönemem

...

yazın ölmeyeyim
ter kokmayayım
karlara aksın kanlar
donayım kaskatı
çözülmeyeyim

29 Temmuz 2007 Pazar

kendi kendimi kapattım

yalnız kaldıkça çekildiğimde geri
daha da yalnız kaldığımda
kendi kendimi kapattım
sormadı kimse neden diye
yargılandım sırayla
yalnız kaldım yazdım yine
bu şiir burada biter

28 Temmuz 2007 Cumartesi

...

niye bu kadar
ne zaman onlar kadar
nerede o kadar
kiminle nereye kadar

isimsiz

yalnızlığa mahkumum ben
müebbet hapisteyim
insanlar gördüm beni görmeyen
çok rüzgarlar esti burda
yüzümü tırmalayan da oldu
saçlarımı savuran da
zamana bıraktım akıp gidiyorum
kendime kaldım sadece
ve kendimle kaldım saatlerce
hücreler gördüm kirli soğuk
insanlar gördüm kör,sağır
yalnız insanlar
benden farklı olmayan
gençtim ben çok eskiden
aşıktım
mutluydum
ve şimdi gözyaşlarım kandan
başımda kavak yelleri
bir gül gibiyim solmuş ama
hala kırılgan
eski günleri anımsatan....

koşarak kaçış

hep kaçarak kendimden
sığınarak bir yerlere
bir erkeğin sevgisine muhtaç şekilde
yaşamayı sürdürdüm
aslında öyle bir sevgi de yoktu ortada
hayali sevgi
hayali sevgili
hayali mutluluk

27 Temmuz 2007 Cuma

yeni sayfa

her bir yeni sayfa açışımda
aynı işaretler kafamda
bir yazmak düşüncesi
bir miras
bir hatıra
zamanı dondurma projesi
anı yakalama heyecanı
sorunlu kelimelerin yanyana dizilişidir bu yazdıklarım
anında çıkar
anında yazılır
anında biter
sorunsuzca
bir kaçış belki de gerçeklerden
saklanış yalnızlıktan
sağır olup,dilsiz olup,kör olup yaşama çabası
bu bir yokoluş
dibe batış
kaçış.....

25 Temmuz 2007 Çarşamba

kimse görmeden

kimse bilmesin istedim
hani istiyorum ya istediğimi
kimse görmesin yaşadığımı da
yaşıyorum ya ölü gibi
yarın öleceğim diyerek

bilmesin kimse
öleceğim bir gün ama
kimse gelmesin cenazeme
ismim bile yazılmasın mezar taşına
bir sessizlik de olmasın
gömülürken ben
kimse görmesin seni sevdiğimi yazdığım kağıtları
şiirlerimi de gömün benimle
okumsanı kimse görmesin
herkesi anlıyorum şimdi
beni sevmeyen
yalancının tekiyim ben
kimse görmesin
yazılarımı da
bunlar bana ait kimse bilmesin
kimse kim kim biliyor ki
kimse bilmiyor kimse kim

24 Temmuz 2007 Salı

her an

her an sana bağlanacakmışım gibi
kendimden korkuyorum
sararıyor gözlerim gözyaşlarımı sıkıyorum
sana dönüyorum her an her yere baktığımda
sanki hep vardın hayatımda
zaman makinası olsa keşke hayatımda
geri dönsem her an
hen an seni görsem
bu kadar zor olmazdı
sana bağlanmamak istiyorum
her an gözlerimi sıkıp kulaklarımı kapatıp beynimden vazgeçmeye çalışmak

eski yara

kimse bilmedi sen bile
neler yapabileceğimi
ellerimle kazıyabileceğimi o hazineyi bulmak için
eski bir yara olarak kalmandı en iyisi
benden başka kimsenin hatırlamayacağı
dokununca ağlamayacağı ve bilmeyeceği bir yara olarak

dar sokak

boğan sessizlik
hayatı çıkmaza sürükleyen dar sokak
gecelerce uyutmayan yara
içimde saklı
karanlık bir sayfa yazılarla kaplı
senden kalan tek hatıra
bana bıraktığın bu yalnızlık
ihtiyacım olan şey bir huzme ışık
bir fısıltı
ılık bir güneş ışığı
bir kağıt
bir kalem
aynadaki yansımamdan uzak bir hayat

kumdan kale

emek zahmet yaptığım kumdan kale
her yerinde beni anlatan
bir küçük klübe
bir avuntu
bir hatıra
dalgaların götüremeyeceği kadar güçlü
bir o kadar yalnız
kurak bir yerde
su değemeyeceğini bilir kendine
varlığının sebebidir bu kuraklık
bir gün yokolacağını da bilir yine de su ister
yalnız kalmamak için
bir hiç uğruna

Yazılarım